Çok eşlilik üzerine... (Kadının tarihi serüveni ve İslamiyet)

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan soldierm
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 16
  • Görüntüleme Görüntüleme 198
Puan
125
Mesaj
18
İlkel toplumlarda avcı ve toplayıcı toplumlardan yerleşik hayata geçmekle kadın, öküz ve saban olarak tabir edilen gereçleri büyük ölçüde erkeğe kaptırdı. Aslında bu süreçten önce kadın da erkekle rekabet ediyordu; avlayıp toplayabilme yetisi vardı. Modern toplumlarda en çok tartışılan konulardan biri iş bölümü olmuştur: Kadın ne iş yapmalı? Erkeğin fonksiyonu ne olmalıydı? Mülkiyet, evlilik, cariyelik, tarım/hayvancılık derken adeta bir kavramsal keşmekeş... Peki, bir erkek kaç kadınla evlenmeliydi, ya da evlenmeli miydi? Modern toplumlardaki çalışan kadın ve çalışmayan, evine zaman ayıran kadın tartışması da bu konudan mütevellit bir konudur esasen. İslamiyet'ten önce yerleşik hayata geçilmesiyle beraber kadın, ev ve tarla işlerine tek başına yetemediği için çok eşlilik kavramı hasıl oldu. Hicaz ve Mekke'de ise durum çok da farksız sayılmazdı; Arap toplumu ümmi bir toplum değildi (okuma yazma bilmeyen), günlük heva ve nefslerine düşkün, kadının hiçbir hakkının olmadığı, teşbih yerinde ise bir eşyadan farksızdır kadın. Kız çocukları da diri diri maalesef toprağa gömülürdü ve kız çocuğu olan kişi kınanır, toplum içine çıkamazdı. Oysaki rahim olarak addedilen Allah'ın en güzel isimlerinden biri de kadınların; o kıymetli varlıkların uzvuna atıfta bulunmak suretiyle oluşmuştu. İslamiyet'ten sonra kadınlarla 4'e kadar evlenebilirsiniz şeklinde tartışmaya açık bir halde konu kapatılır gibi olsa da 4'e kadar değildi esasen; zira Arapçadan Türkçeye çevirisinde ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Biz burada bu konuya girmeyeceğiz (dileyen araştırma yapabilir). Cariyelik konusunda ise sınır yoktur; cariyeyle yatılır, kalkılır, alınır, satılır vs. Eşyadan daha da eşyaydı cariyeler.

Günümüze gelecek olursak; Avrupa'da sanayi devrimi sonrası çocuk işçiliğine yönelik hareketler ve Fransız İhtilali'nden sonra özgürlük, eşitlik, adalet gibi devrim niteliğinde ilkeler gerek kadınsal hakları gerekse de insani hakların yeniden ele alınıp temellendirilmesine sebep olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti devrimi de nitekim bir devrimdir; lakin "düşünsel anlamda bir devrim değildir, daha çok siyasi anlamı olan bir devrimdir ve getirdiği inkılaplar hepimizin malumudur." Kadına seçme-seçilme hakkı verilmesi, iş hayatının içinde daha da var olması, miras gibi hakları modernize edilse de hala kız istemek, kız almak, vermek gibi çok ilkel terimler kullanılmaktadır ve kız çocuklarının "birey" olmalarına ket vurulmaktadır. Son kertede çok eşlilik İslam'dan önce de vardı, hala da ilkel toplumlarda vardır ama sevineceğimiz nokta kadınlarımızın mevcut sosyal hayatın içinde daha da fazla bulunmalarıdır. İyi ki varlar diyerek yazımızı sonlandıralım. Saygılar.
 
moderatör tarafından düzenlendi.
Ben bu görüşe katılmıyorum. Zira günümüz Türkiyesinde kadın erkek eşit değildir. Şuanki durumda kadın erkekten üstün durumda. Kaldı ki dinimiz İslamın emirlerine göre de eşit değil ama emanet sayıldı. Yaratılış olarak da kadın erkek eşit olmadığı gibi ezilip hor görülesi değil de eş olarak belirlenmiş , nasıl ki erkeğin kadın üzerinde hakları varsa kadının da erkek üzerinde hakları olmuştur. Yani eşit olmaktan daha üstün olarak el üstünde tutulmuştur. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü cahiliye dönemine son veren İslam dini kadını Allah'ın bir emaneti olarak görmüştür. Sahip çıkılası ,korunup gözetilesi ve ihtiyaçları karşılanmak üzere Allah'ın bir emaneti sayılmıştır.
 
Bu konuyla alakalı ünide hocama sorduğum bi soru vardı anlatmak isterim.
Hocama islam dini kadına neden talak(boşama) hakkı vermemiştir diye sorduğumda ;
Erkek daha dirayetli olduğundan ve boşama işi şakaya gelmeyeceğinden verilmemiştir. Örneğin
ben 40 senelik evliyim , eğer kadının boşama hakkı olsaydı eşim beni şimdiye kadar 40 kere boşamıştı,
demişti. Ben tatmin olmuştum açıkcası:)
 
düzenlendi.
Orta Çağ'daki çok eşliliğin amacı savaşta ölen erkekler nedeniyle erkek sayısının azalması bunun sonucunda kadınların evlenememesi. Günümüzde savaşlar olmadığı için bir tartışma konusu değil. Boşa açılmış bir konu.
 
Ben bu görüşe katılmıyorum. Zira günümüz Türkiyesinde kadın erkek eşit değildir. Şuanki durumda kadın erkekten üstün durumda. Kaldı ki dinimiz İslamın emirlerine göre de eşit değil ama emanet sayıldı. Yaratılış olarak da kadın erkek eşit olmadığı gibi ezilip hor görülesi değil de eş olarak belirlenmiş , nasıl ki erkeğin kadın üzerinde hakları varsa kadının da erkek üzerinde hakları olmuştur. Yani eşit olmaktan daha üstün olarak el üstünde tutulmuştur. Kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü cahiliye dönemine son veren İslam dini kadını Allah'ın bir emaneti olarak görmüştür. Sahip çıkılası ,korunup gözetilesi ve ihtiyaçları karşılanmak üzere Allah'ın bir emaneti sayılmıştır.
Esasen tarihi serüvenini anlatmaya çalıştığımız bir konu bu ana tema çok eşlilik salt islamda varmış sanki islamdan önce yokmuş gibi bir algı oluştuğu için kaleme aldığım bir konu okuduğum 2 kitap ve toplam 5 saatlik ders sonucunda en saf haliyle bu kadar kısaltma yapabildim...Eşitlikten ziyade 2 cinsin birbirini tamamlaması tanımı bana daha hoş geliyor...saygılarımla.
 
Bu konuyla alakalı ünide hocama sorduğum bi soru vardı anlatmak isterim.
Hocama islam dini kadına neden talak(boşama) hakkı vermemiştir diye sorduğumda ;
Erkek daha dirayetli olduğundan ve boşama işi şakaya gelmeyeceğinden verilmemiştir. Örneğin
ben 40 senelik evliyim , eğer kadının boşama hakkı olsaydı eşim beni şimdiye kadar 40 kere boşamıştı,
demişti. Ben tatmin olmuştum açıkcası:)
Aslında salt kadının beyanını esas alan görüşle,kadına boşama hakkı verilmemesi durumu ölümüne kapışır sanki...))
 
Kuran da geçen ifade " and olsun ki biz insanı bir kadın ve erkekten yarattık, libas( örtü) misali birbirine örtüdürler gece ile gündüz gibi tamamlayıcılık buradan gelir..
Kesinlikle bunu söyleyen dikte eden bir dinin de soyunun maymundan geldiği ve avcı toplayıcılık yaptığı da bana pek inandırıcı gelmiyor. Dünya üzerine gelmiş olan bütün dinler aynı şeyi söyler daha sonradan tasnif edilmişler o başka. Ama Adem ve Havva'dan buyana aslı budur.
 
Kesinlikle bunu söyleyen dikte eden bir dinin de soyunun maymundan geldiği ve avcı toplayıcılık yaptığı da bana pek inandırıcı gelmiyor. Dünya üzerine gelmiş olan bütün dinler aynı şeyi söyler daha sonradan tasnif edilmişler o başka. Ama Adem ve Havva'dan buyana aslı budur.
"Evrim teorisi" bilimsel bir konudur kanıtlanabilir ya da kanıtlanamaz oysaki dini şeyler bilimsel gerçeklikler değildir(imani konulardır insan inanır ya da inanmaz)burda mühim olan şey vahiy mi akla yoksa akıl mı vahye tabi olmalıdır bu apayrı bir konu inşaallah başka bir gün ele alacağım.( keşke okullardan müfredat konusu olarak kaldırılmasaydı evrim konusu bilimsel akıl,ussal bir duruş daima önemsediğimiz şeydir.)
 
kızlar toprağa gömülüyordu da bu kureysliler sporla mı ürüyordu onu da gectim senin ciğerin ciğerde onların ciğeri ciğer değilmiydi hadi diyelim dediğin doğru olsun islamın kızlara verdiği hakları bana söylermisin dur ben söyleyim tek basına sokağa cıkamaz meslek sahibi olamaz kocasının emrine kati süratle uymalıdır istediği kişiyi secemez boşanmak istese bile kocasından izin almak zorunda kocası yatağa cağırdı mı iki eli hamurda bile olsa icabet etmek zorunda kocasının ilişki isteğini ret ederse sabaha kadar melekler beddua ediyor 90 km den fazla araba süremiyor böyle yasamaktansa gömülmeyi tercih ederim
 
kızlar toprağa gömülüyordu da bu kureysliler sporla mı ürüyordu onu da gectim senin ciğerin ciğerde onların ciğeri ciğer değilmiydi hadi diyelim dediğin doğru olsun islamın kızlara verdiği hakları bana söylermisin dur ben söyleyim tek basına sokağa cıkamaz meslek sahibi olamaz kocasının emrine kati süratle uymalıdır istediği kişiyi secemez boşanmak istese bile kocasından izin almak zorunda kocası yatağa cağırdı mı iki eli hamurda bile olsa icabet etmek zorunda kocasının ilişki isteğini ret ederse sabaha kadar melekler beddua ediyor 90 km den fazla araba süremiyor böyle yasamaktansa gömülmeyi tercih ederim
Anlatılmak isteneni anlamadığınız için yorumunuza susma hakkımı kullanmak suretiyle sessiz kalmayı tercih ediyorum.
 

Öne Çıkan Konular

Yeni Kaynaklar

İstatistikler

Konular
842
Mesaj
23,227
Kullanıcılar
743
Son Üye
Nur Şen

Geri
Üst