Güne Bir Şiir Bırak

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan Hiera
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • Cevaplar Cevaplar 25
  • Görüntüleme Görüntüleme 139

Hiera

Yetkili
Puan
540
Mesaj
1,767
Duyu..

Yani hissetmek.

Nasıl hissediyorsanız doğruluk payı büyüktür.

Aynı oranda yanlışlık payı yoktur.

İnsanın en güçlü duyusu hissetmektir.

Bilmekten,anlamaktan,yapmaktan daha kıymetlidir hissetmek.

Sizi seveni,nefret edeni,iyi niyetli veya kötü niyetli hisleri tanımlamak sizi asla yanıltmaz.

Beş duyudan daha kıdemlidir altıncı his.

Farkında olan insan altıncı hisleriyle olacağı,olanı,olmayanı kalp göz ile görür.

İnsanlar kötüydü kitaplara kaçtım der Cemil Meriç.

Çünkü Hislerin sığınma yeridir kitaplar.

Kötü hissettiğiniz yere,insanlara,topluluklara gitmeyiniz.

Hisler ruhunuzda çarpışmaya başladığında ilk kalbinizden vurur.

Sizi değersizleştiren ne varsa hepsinden uzak durun.

Yanlış düşünebilir, yanlış anlayabilir veya yanlış yapabilirsin ama yanlış hissedemezsin.
 
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Bu şiiri yazmasaydım olmazdı bencee .) Cahit Bey'i de rahmetle anıyorum.
 
aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum

benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün
dağıtır gecelerim sarışınlığını
uykularımı uyusan nasıl korkarsın
hiçbir dakikamı yaşayamazsın
aysel git başımdan ben sana göre değilim
benim için kirletme aydınlığını
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim

favori şiirim
 
Aşkım da değişebilir gerçeklerim de

Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı

Yangelmişim diz boyu sulara

Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum

Hiçbirinizle dövüşemem

Benim bir gizli bildiğim var

Sizin alınız al inandım

Morunuz mor inandım

Ben tam kendime göre

Ben tam dünyaya göre

Ama sizin adınız ne

Benim dengemi bozmayınız.
 
Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın.
Aslında yokum ben bu oyunda,
Ömrüm beni yok saysın.
Yaşam bir ıstaka;
Gelir vurur ömrünün coşkusuna.
Hani tutulur dilin,
Konuşamazsın!
Tırmandıkça yücelir dağlar.
Sen mağlupsun sen ıssız
Ve kalbinde kuşların gömütlüğü,
Tutunamazsın!
Eloğlu sevdalardan dem tutar,
Aşk büyütür yıldızlardan,
Senin ise düşlerin yasak,
Dokunamazsın...
Birini sevmişsindir geçen yıllarda.
Açık bir yara gibidir hâlâ.
Hâlâ ne çok özlersin onu,
Ağlayamazsın?
Yolunda köprüler çürür.
Sesin, sessizlik sanki bir uğultuda.
Savurur hayat kül eyler seni,
Doğrulamazsın!
Yapayalnız bir ünlemsin
Dünyayı ıslatan şu yağmurlarda.
Her şey çeker ve iter,
Anlatamazsın...
Yaşam bir ıstaka,
Gelir vurur işte ömrünün coşkusuna.
Sesinde çığlıklar boğulur ama,
Bağıramazsın?
Sonra vakt erişir, toprak gülümser sana.
Upuzun bir ömrün ortasında
Ne hayata ne ölüme
Yakışamazsın!
Yazdırmalısın mezar taşına:
Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın,
Aslında hiç olmadım ben bu oyunda
Ömrüm beni yok saysın.
 
düzenlendi.
Kartallar uçar mı bir harâbeden
Köprülerden benim yârim geçer mi
Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem
Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları
Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum
Avuçlayıp öpüyorum kumları
Bir karadelikten bakarken hayat
Meydan okuyanlar kim bu serâba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar ceylan koşması
Sen nasıl bu kadar yollar aşması
Sen nasıl bu kadar güneşe meftun
Sen nasıl bu kadar sahra çeşmesi

Ben rüzgâr değilim, dokunmam çiçeklere
Ben kara parmaklı insan değilim
Kirpik uçlarımdan kayar yıldızlar
Bilemezsin, hayal akşamlarında
Renklerini kuşatan
Damıtılmış gözyaşıdır ömrümün

Ben boşluğa üfleyen cellat değilim
Karayele verdim ayaklarımı
Söyle bana, eceli kim tutar perçeminden
Hangi ölü bilmez nereye gittiğini
Sen miydin o mehpâre, o memnû, o dilruba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar bulut gülmesi
Sen nasıl bu kadar bıldırcın sesi
Sen nasıl bu kadar pencere önü
Sen nasıl bu kadar gök gürlemesi

Ben kaptan değilim, anlamam gemileri
Gizli bir ummanın gelgitlerinden
İniltiler vurur sahillerime
Deniz feneri değilim

Önce yürü bu vefasız ülkeden
Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol
Gelip geçsin üzerinden turnalar
Düşün, sesler neden bulur sesleri
Kelâm kimin damarlarında kandır
Harflerini senden alan merhaba
Hangi demin âteşidir içimde
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar gönül hanesi
Sen nasıl bu kadar yâr divanesi
Sen nasıl bu kadar çerağı ömür
Sen nasıl bu kadar inci tanesi

Ben korku değilim kapı aralarında
Pencerenin infilâkı değilim
Gölgeleri yüzlerinden tanırım
Bir resim bir ressamı ağlatır bir yerlerde
Bir eşya bir hamalı
Ben hâlâ öğütülen anılarıma değil
Değirmene inanırım
Bu derin aldanış kimden kalmadır
Bu uzaklık, bu diba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar kelâmın hası
Sen nasıl bu kadar şiir bohçası
Sen nasıl bu kadar esrarlı bir mum
Sen nasıl bu kadar rüya bahçesi

Ben bir kervan muamması değilim
Çekinmem yolların kıvrımlarından
Ellerim ışıldar alacakaranlıkta
Saklambaçlar ortasındadır evim
Kışın kartopudur adını anmak
Döner döner yüreğimde, dağ olur
Yazın güneş yanığıdır düşlerim
Sonbahar ruhumu bekleyen oba
Söyle bana hindiba

Sen nasıl bu kadar sevda hecesi
Sen nasıl bu kadar hayal incesi
Sen nasıl bu kadar mutluluk çağı
Sen nasıl bu kadar tarih öncesi
Nurullah GENÇ
 
Günün tükendiği bu saatlerde
Tüm doğa canla başla çalışıyor.
Gece vakti bu yıldızlardan inen
Ne acayip bir korkudur kim bilir?

Etkisinde kalmış nice gizemin,
Kaygılı, bir yandan tir tir titriyor,
Karanlıkta, bilinmeyen bir gücün
Gözlerini üstünde hissediyor.

Ne büyük dehşet kendini tanımak!
Kaçışı olmadan, durmadan çalışmak,
Ebediyetin içinde devinen
Varlığın merhametine kalmak!

Bu nasıl kara, zor bir bulmaca
Amaçlar ve çözümler gizleniyor,
Birileri titrerken aşağıda,
Yukarda birileri düş görüyor.
 
Vay! Bir gün mutlaka okumak isterim. 👀

Şiirler çok güzel, şairler de öyle; paylaştığımız şiirlerin altına şairlerimizi de yazsak daha iyi olacağı kanaatindeyim. Hem eser havada kalmaz hem de biz bu güzel şiirler hangi şairin kaleminden çıkmış doğrudan öğrenmiş oluruz. : )
 
Vay! Bir gün mutlaka okumak isterim. 👀

Şiirler çok güzel, şairler de öyle; paylaştığımız şiirlerin altına şairlerimizi de yazsak daha iyi olacağı kanaatindeyim. Hem eser havada kalmaz hem de biz bu güzel şiirler hangi şairin kaleminden çıkmış doğrudan öğrenmiş oluruz. : )
Olur.
Bu şiir fransızcadan çeviri bir şiir mesela ,sadece tercüman ismi geçiyor:)
 

Şiire Dair​

Şiir bir cennet bahçesi
Girmeyene anlatılmaz.
Cennet nedir, bahçe nasıl?
Görmeyene anlatılmaz.

Şair gülü, şükür gülü
Yaprak yaprak dokur gülü
Her mısradan fikir gülü
Dermeyene anlatılmaz.

İne gönül, kalka gönül
Hep doğruya baka gönül
Hak vergisi.. Hakka gönül
Vermeyene anlatılmaz.

Şiir toprak kokusudur
Şiir damla damla sudur
Ermişlerin duygusudur
Ermeyene anlatılmaz.

Şairler sultanı Yunus
Her sözü yüz defa yumuş
Aşk bağına dergâh kurmuş
Varmayana anlatılmaz.

Abdurrahim KARAKOÇ
 
Ve bazı geceler yıldızsız bir gökyüzüne bakarken,
Tüm evren sessizliğe büründüğünde
O acı usulca geri gelir...
Kimseye anlatamadığın
Kelimelere dökülemeyen bu sızı yalnızca sana aittir.
Onunla yaşamayı öğrenmek zorundasındır.
Bu kendi gölgene sarılmak gibi bir şeydir.
Sen ve acıların...
 
Demek şimdi gidiyorsun
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak
Demek şimdi gidiyorsun
Kuşlarımız acıkacak
Saksılarımız artık sulanmayacak
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
Aynanın sahtekar yüzüne
Oy, benim yaralım
Demek şimdi gidiyorsun
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlerin dibine
Her şey tamam, diyorsun, git
Beni, viran bir şehir gibi terket
Haydi, git
Dışarısı ispiyon
Dışarısı ihanet
Seni bir gören olmasın, dikkat et
Dostlukmuş, ölüme yürümekmiş
Üstüne titremekmiş, vefaymış
Aşk dediğin, zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış
Bana komaz, deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları
Oy, benim yaralım
Asıl sancı
Uyandığında bütün odaları boş görünce koyarmış
Gitmek istiyorsun, git
Bir savaşçı asla vedalaşmaz
Durma, git
Dışarısı dinamit, dışarısı enkaz
Şunu cebine koy, ne olur, ne olmaz
Eylül mağdurlarıydık, kimsemiz yoktu
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza
Kimseye kıymamıştık oysa
Masumduk
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz
Oy, benim yaralım, oy
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz
Artık bitti, diyorsun, git
Kırılsın kapı, -çerçeve
Kırılsın bu cam
Sorma, git
Dışarısı panik, dışarısı izdiham
Biliyorum, seni vuracaklar bu akşam
Ne çok fire verdik üstüste
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta
Kimliği tespit edilmemiş
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse
Oy, benim yaralım
Oy, benim yaralım
Her gelen ölüm yazmış
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize
Kendini arıyorsun, git
Aptal bir hayat kur içinde beni barındırmayan
Kalma, git
Dışarısı barut, dışarısı gardiyan
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan
Demek şimdi gidiyorsun
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele
Demek şimdi gidiyorsun
Yıkılan bir duvar gibi ömrüme devrile devrile
Demek mecburi istikametlerin
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
Oy, benim yaralım, maralım
Demek şimdi gidiyorsun
Ve bana bir tek seçenek kalıyor
Güle güle, güle güle
Beni öldürüyorsun, git
Kalmasın sende kahrım
Kalmasın derdim
Bakma, git
Kafamı yumruklayıp ardın sıra ağlarsam namerdim
Yusuf hayaloğlu:)
 
Aslında hiç kimse sevmedi
Bir ben sevdim seni.
Severmiş gibi değil
Kana kana sevdim seni.
Tıka basa sevdim.
Dolu dolu sevdim.
Aslında kimse sevmedi seni
Sevmekten çekindi
Oysa ben;
Yana yana sevdim seni.
Bile bile sevdim.
Aklımdan zorum var gibi,
Aklıma silah dayanmışcasına
Mecburmuş gibi
Ve başka çarem yokmuşcasına
Bir ben sevdim seni.

Aslında bir sen sevmedin beni
Herkesi sevdiğin gibi...
Can Yücel nasıl da güzel yazmış 😌
 
Aşk kadına yakışır;
sevmek adama,diye.

İşte bende kendime yakışanı
yapmaya çalışıyorum.
Seni severken...

Bazen kafanı karıştırıyorum biliyorum;
Bazen de kırıyorum farkındayım.
Lakin “sevmek” kolay iş değil;
Herkes bu konu da usta olamıyor.
Hele birde daha önceden sevmemişse.
Sen nasıl aşk'tan korkuyorsan;
Bende sevmek'ten korkuyorum işte anlasana.
Ama zamanla öğrenirim diye düşünüyorum.
Çünkü ben seni sevmeyi inan
çok sevdim.
Ve bunu yaparken mutlu oluyorum.
Biliyorum;
Bazen abartıyorum.
Sınırlarımı zorluyorum.
Saçmalıyorum.
Yürümeyi yeni öğrenen çocuk gibi şımarıyorum.
Ama işte bende seni severken
Sevmeyi de öğreneceğim..!
İnsan sevdiği işi çabuk öğrenirmiş.
Hele birde sevmek için,
Senin gibi güzel bir bahanesi varsa.
Can Yücel...
 

Öne Çıkan Konular

Popüler Konular

Yeni Kaynaklar

  • Scribus
    Scribus
    Açık kaynak masaüstü yayıncılık programı.
    • Nedim
    • Güncelleme:
  • Inkscape
    Inkscape
    Inkscape güçlü ve ücretsiz bir vektörel çizim aracıdır.
    • Nedim
    • Güncelleme:
  • GIMP (GNU Image Manipulation Program)
    GIMP (GNU Image Manipulation Program)
    GNU Tasarısı dahilinde geliştirilen piksel tabanlı özgür ve ücretsiz bir görüntü işleme yazılımı.
    • Nedim
    • Güncelleme:
  • Adobe Acrobat Reader Enterprise
    Adobe Acrobat Reader Enterprise
    Ücretsiz PDF görüntüleyici.
    • Tamer
    • Güncelleme:
  • Java Runtime Environment
    Java Runtime Environment
    Masaüstü uygulamalarını çalıştırmak için Java.
    • Tamer
    • Güncelleme:

İstatistikler

Konular
843
Mesaj
23,223
Kullanıcılar
743
Son Üye
Nur Şen

Geri
Üst